Bu seride anonim terapistler ve anonim danışanlar arasında yaşanan çeşitli olayları konu ediniyor olacağız.
terapistin kendine bakabilme cesareti
Alanda en çok duyduğumuz şey kendi sürecimizden geçmenin önemidir. Kendi sürecinden geçmiş veya geçen terapist kendine bakabildiği, ego kapasitesini artırabildiği kadarıyla danışanlarıyla çalışabilir. Terapi bir bakıma terapistin kaldırma kapasitesiyle de alakalıdır. Sadece danışanın kaldırma kapasitesi ile ilgili değildir. Öznelerarası alanda bildiğimiz üzere danışan kendisiyle ilgili dokunmak isteyeceği konuya terapistin hazır olup olmadığını hisseder ve terapist hazırsa danışan da içindeki o meseleye temas edebilir.
Mesleğin ilk başlarında bunun önemini tam kavrayamamıştım. Teorik açıdan birçok şeyin görülebileceğini, çalışılabileceğini düşünmüştüm. Kendi içimdeki süreçleri o kadar da hesaba katmamıştım. Kendimle temasımın zayıf olduğu yerlerde danışanların aktarımlarını içselleştiremiyor ve bakamıyordum bakamadıkça bir şeyin etrafında dolanıp duruyormuşuz gibi hissediyordum.
Kendimle ilişkim arttığında fark ettim ki aktarımları alıyorum, görebiliyorum ve danışanın ilişki döngülerini seans odasında bana nasıl yansıttığını daha iyi deneyimleyip ona da gösterme fırsatı bulabiliyordum. Şimdi daha iyi anlıyorum terapistliğin pişme sürecinin önce kendi kavrulmasından geçtiğini. Buradan alana girecek meslektaşlarıma verebileceğim tavsiye kendine bakabilme cesaretini göstermeleri başlangıç için en önemli adımlardan biri.
bir hatırlatma
Toplumda terapistlere dair idealize edilmiş bir bakış vardır; terapist sanki kusursuzca danışanın içini okur ve en isabetli müdahaleyi gerçekleştirir. İçeriden bir bilgi: Bilinenin aksine terapistler o “yüce” koltukta otursa da birçok insani hata yapar. Asıl mahareti, bu hataları fark edip onları danışanla konuşulabilir bir malzemeye dönüştürmesidir. Bu beceri; kendi terapi süreçleri, süpervizyon ve uzun yıllar süren eğitimlerle gelişir. Öte yandan terapistlik bir anlamda "kısmi annelik"tir; Winnicott’un "yeterince iyi anne" kavramında olduğu gibi terapist ve danışan arasındaki kırılma ve onarım döngüleri, ruhsal gelişimi sağlar. Burada onarımı sağlayan en temel şey, ilişki içerisinde terapistin gerçekliği ve bu kırılmaların konuşulmaya müsait hale getirilmesidir.