Psikolojik Miras

"İnsan, müstakil bir varlık değildir."

Söylenmemiş her şey sonraki kuşaklara aktarılır. Bu kolektif bilinçdışıdır. Konuşmaktan korktuğumuz, kaçındığımız şeyler işlemlenmemiş bir halde bizde saklı kalmaya devam eder.

Konuşulmayan şeyler genelde insanların konuşmaya, açığa çıkarmaya güç yetiremediği şeylerdir. Kişi bunu konuşursa duygusunun kendisini ele geçireceğinden korkar ve güvende hissetmek adına içinde tutmayı seçer. Bu tutum hem kişinin somutlaştırma ihtiyacı gereği konuşulmayan bu şeyin bedensel bir problem olarak kişinin hayatında açığa çıkmasına hem de işlemlenmemiş ve arınmamış olduğu için gelecek kuşaklara miras olarak aktarılmasına neden olur.

Aile sırları, tekrar eden kazalar ve hastalıklar, göçler, savaşlar biz bizzat yaşamamış olsak dahi hayatımıza yön verecek kadar güçlü etkilere sahiptir. Çoğu kez bu etkileri farkında olmadan bir kader gibi yaşarız. Anlamlandıramadığımız iç sıkıntıları, kaygı ve korkular olarak hayatımıza misafir olurlar.
Bireysel terapiler, grup terapileri ve bilhassa Psikodrama yöntemiyle bu mirasların hayatımızdaki etkilerini dönüştürmek, kader diye yaşadığımız hayatı geçmişin gölgesinden kurtarmak mümkündür.

İnsan müstakil bir varlık değildir. Çok fazla unsur tarafından belirlenir. Tıpkı genetik mirasımız ve bu mirasın kuşaklar boyu taşınması gibi psikolojik bir mirastan ve bunun kuşaklar arası aktarımından da bahsetmek mümkün. Kişinin kendisini anlaması kadar geçmiş nesillerini anlaması da psikoterapinin ve iyileşmenin önemli bir parçasıdır bu yüzden.