Nasıl Var Olacağım?

Nasıl Var Olacağım?

Büşra Dilekoğlu'ndan var olmak üzerine

Siz de şöyle bir şeyler yapmak için arkadan bir el tarafından itilmeye ihtiyaç duyuyor musunuz? Yaptıklarınızdan emin olmayıp kendi mağaranızda saklanıyor musunuz? Yani Varolmak. Kendin olmak. Yok yok varolmaktan bahsediyorum işte. Nasıl varolacağım? Kendimi nasıl ortaya koyacağım? Bilmiyorum ki. Öğreniyorum işte ben de. Sohbete geldim sizinle biraz. Büşra ben. 165’im. Kollarımı öne arkaya doğru kocaman açıyorum. Bu kadarım. Somut varlık alanım bu kadar. Oh be varoldum mu?
YOK. OLMADIM.
Neye ihtiyacım var varolduğumu kabul etmek için? Beni tutan şey ne? 
Korkuyor muyum varlığımı, kendimi ortaya koymaktan? “Kendimin tehdit altındaki varlık olduğunu bilme kapasitem” mi engel varlığımı ortaya koymama? Mümkün. Belli ki bir yerlerde bir tehdit seziyorum. Başıma bir şey gelmesinden endişe ediyorum. Belli ki bedenim bu deneyimlemiş ve zihnimle beraber yeni bir nöronal ağ oluşturup “varlığını ortaya koyarsan tehlikedesin” demiş. Belki böyle değil, bilmiyorum. Belki bir şey deneyimlememiş olsam bile yalnızca varolmak bile kaygılı bir deneyim, bilmiyorum. Belki varlığımı ortaya koyamam kültürel bir kod yalnızca, bilmiyorum. Belki bir ötekinin karşımda varoluşu beni bu kadar kaygılandıran, bilmiyorum. 
Hiçbir soruya cevap vermeden bir şiir bırakmak istiyorum yalnızca buraya:
Şöyle ki: 
Martılardan bir tanesi yalnız yaşıyormuşçasına boşlukta 
Dünyanın en heyecanlı çizgilerini çizdi 
Ve bulutlar doldurdu bu kıvrımları yavaştan 
Ve benim yarattığım tanrılar ki, geldiler 
Bir inip bir çıktılar çocuklar gibi 
Çığlık çığlığa 
Bu metalsi görünümler arasından 
Sonra ben belki de gözlerimi yumdum 
Her yerlerimle yalnız oldum ki, düzlük 
Etimi ve benim bütün boyutlarımı yemeye başladı 
Ve hayallerimi 
Yemeye 
Demek oluyor ki bir süre kalsam böyle 
- Ne kadar mı, bunun pek önemi olduğunu sanmıyorum - 
Kimseler tanımayacak beni. Deniz hayvanlarının 
Kurumuş iskeletlerine döneceğim 
Korktum 
Yani hiçbir şey değilim de ben, sadece bir konuyum 
Öyle mi 
Doğruldum işte yeniden 
Bir insan tadında olan ve 
Bunu geçen ben 
Denizin kumları üzerinde durdum. 

Ben denizin kumları üzerinde durdum 
Ben, diyorum, demek oluyor ki bir anlamım var benim de 
Değişen bir şey olarak ve değiştiren 
Bir anlamım var 
Peki öyleyse neden hep başkaları tanımladı beni şimdiye kadar 
Neden 
Gerçi sessiz ve ünü olmayan bir yaratıktım, biliyorum 
Ve onlar güçlüydüler, biliyorum 
Ne zaman biraz öfkelenmeye kalksam, bu bile 
Onların istediği bir öfke oluyordu ki 
Sonra ben susuyordum 
Ama bir suçluluk da duyuyordum ki, bu da bir başkaca düşmanımdı benim 
Ben neydim.

Psikolog Büşra Dilekoğlu

Paylaş