İnsan Nasıl İyileşir?

İnsan Nasıl İyileşir?

"Gerçek iyileşme içeriden ve bütüncül bir dönüşümü gerektirir."

Son dönemlerde sık sık tek seansta psikolojik rahatsızlıkların çözüldüğüne dair iddialar duyuyor ve görüyorum. İnsan bunun doğru olduğuna inanmak istiyor, bir tür mucize beklentisi gibi. Hayatta mucizeler olduğu doğru fakat insanın gerçek dönüşümü ne doğuda ne batıda bu kadar hızlı gerçekleşmiyor. Peygamberlik bile peygamberlere tek seferde, anlık bir şey olarak inmemiştir. Bir insanın fizyolojik doğumu tam dokuz ay sürer, her iyileşme zaman alır. Her yolculuk belli bir emek ve süreç gerektirir. Hele de içsel bir yolculuktan söz ediyorsak.
Yüz yıldan daha uzun bir süre önce psikodinamik kuramın öncüleri hipnozu keşfettiklerinde tıpkı bugün olduğu gibi tek seansla semptomların ortadan kalktığını gördüler ve bunu gerçek iyileşmeyle karıştırdılar ve bir süre boyunca bu “mucizeye” inandılar. Zaman geçtikçe, süreç içinde fark ettikleri ise ortadan kalkanın sadece semptom olduğuydu. Kişi bütünsel bir dönüşüm yaşamadığı için içerideki patoloji farklı semptomlarla geri geliyordu. Demem o ki anlık bir değişimin gerçek bir iyileşme olmadığı bundan yaklaşık 150 yıl önce keşfedilmiş ve terkedilmişti. Sanırım insanların bir şeylere inanma ve dönüşümü, değişimi dışarıdan bekleme eğilimi yüzyıllardır sürüyor ki bugün aynı tutum zaman zaman kişileri ele geçirebiliyor.
Kişilik bir bütündür ve bir inşa sürecini takip eder. Tıpkı bir ağacın yetişmesi gibi, bir binanın inşaası gibi. Nasıl ki bir matkap darbesi ya da balta darbesiyle ağacı ya da binayı deviremezsek ya da dönüştüremezsek ya da bir anda bir ağacın büyümesini sağlayamazsak insanın değişimi, dönüşümünün de tek seferde olması mümkün olan bir şey değildir. Bu bir fizik kanunudur. Milyonlarca tekrarla, yıllar süren deneyimler, kuşaklar arası aktarımlarla oluşmuş bir yapının dönüşümünün de fizik kanunları açısından bu oluşumu karşılayacak uzunlukta olması beklenir.
Kadim geleneklerde, dini inanışlarda da tekamül, gelişim, değişim, dönüşüm asla bir anda olmaz. İslamla henüz tanışmış olan ve iman ettik diyen bir topluluğa hitaben Hucurat suresinde “İman ettik demeyin, İslam olduk deyin çünkü iman henüz kalplerinize yerleşmedi” mealinde bir ayet bulunmaktadır. Çoğu doğu kaynaklı öğretide de beden ve ruhun arınması için ciddi disiplin gerektiren bir takım süreçlerden geçmek gerekir. Gerçek iyileşme ölüme kadar süren, insanın kendini tanıması, anlaması, evrendeki yerini tayin etmesi, hayat döngüsü içerisindeki rolünü keşfetmesi, kendini ve hayatı kabulü ve teslim olması gibi pek çok süreci kapsayan uzun bir yoldur.
Terapi ve terapistin buradaki rolü yol arkadaşlığıdır ve bu arkadaşlık kişinin mentalizasyon kapasitesi, kendisine dışarıdan bakabilme kabiliyeti kazanmasıyla da sona erer. Çocukluğunda, doğumundan itibaren kendisine keşfetme fırsatı tanınmamış çocukların güvenli deneyim alanıdır terapi odaları. Bu sebeple terapistler akıl vermezler, akıl vermek kendi deneyimini dayatmak, ben senden daha iyisini biliyorum iddiasında bulunmaktır. İyi bir terapist her insanın kendini şifalandırma gücüne inanır. Bunun ortaya çıkması için güvenli bir ortam sağlar. Terapideki bütün çerçeve ve kurallar da bu güvenli alanı sağlamak ve danışanı korumak üzere terapistin uygulamakla yükümlü olduğu sınırlardır.
Bir kişi yaşam tecrübesi olduğu için psikoterapist, psilokog ya da psikolojik danışman olamaz. Herkesin tecrübesi bireyseldir, bir ötekinin hayatı söz konusu olduğunda diğerininki geçersiz hale gelir çünkü her insan eşsizdir. Kısa süreli iyileşmeler asla gerçek birer iyileşme değildir; semptomların geçici olarak ortadan kalkmasıdır ve bu semptomlar kısa süre sonra başka şekillerde mutlaka geri gelir. Gerçek iyileşme içeriden ve bütüncül bir dönüşümü gerektirir.

Paylaş