Çaresizlikten İlhama

Çaresizlikten İlhama

Çaresizlikle ilham, çaresizlikle yaratıcılık, çaresizlikle gülümseme, çaresizlikle olgunluk, çaresizlikle bağışlama arasında bir ilgili var çaresizlikle öfke arasında olduğundan da

İçimde bir yerde intihar üzerine sürekli düşünen biri var. Ergenliğimden bu yana tanırım kendisini. Tam olarak ne zaman misafir oldu hayatıma bilmiyorum ama bazı tahminlerim var. Neyse konu tam olarak bu değil aslında. Konu kıyım. Özkıyım diyorlar intihara. Kıymak. Niye buradan girdim konuya hiç bilmiyorum. Biraz düşüneyim ya da bırakayım bakalım kendimi bilinç akışına. Bu aralar akan bir şey yok doğrusu. Son iki aydır şahit olduğumuz soykırım bizi bütün dehşetiyle kuşattı. Şimdi biraz daha yaklaşıyorum anlamaya niçin intiharla, kıyımla başladığımı yazmaya. 

Çaresizlikle ilham arasında bir ilişki olduğunu duyumsuyorum. Kim takar ilhamı demeyelim. Diyesimiz gelmiş olabilir, gelmiş olanı buyur etmekten başka çare var mı? Geleni buyur edip güzelce ağırlamaktan başka. Bu kez misafir çok zorlu. Bu kez bir yokoluşu izlememiz ve bunu buyur etmemiz, bununla yaşamaya devam etmemiz isteniyor. Niçin özyıkımla başladığım biraz daha anlaşılır hale geliyor sanırım. Belki deseler ki evet kıymaya karar verdik, evet yaşama hakkı tanımıyoruz, evet görmezden geliyoruz, yok sayıyoruz; hiçbir meşru sebep oluşturmadan. Evet ben kötülük ediyorum dese mesela bir yetişkin bir çocuğa şiddet uygularken, hiçbir meşru gerekçeye yaslanmadan. O zaman belki o kötülük, o pervasız öfkenin içinden kocaman bir zayıflık, tirtir titreyen bir korku doğacak. 

Kötülük zayıflıktır çünkü. İncindiğin yerden onarılmadığın için senin de incitmek isteyişindir. Halbuki bir güç var insanın içinde çaresizliği öfkeye, nefrete değil ilhama, yaşama ve bağışlamaya dönüştürebileceği. Yalanı hakikatle asla değişmeyeceği bir yer, ayağını basabileceği ışıltılı bir zirve, içinden geçse korkularının dineceği gürül gürül delice akan bir ırmak. Biliyorum çok derinden bir yerden. 

Çaresizlikle ilham, çaresizlikle yaratıcılık, çaresizlikle gülümseme, çaresizlikle olgunluk, çaresizlikle bağışlama arasında bir ilgili var çaresizlikle öfke arasında olduğundan daha fazla. O yüzden ne zaman bir haksızlığa uğrasam ya da böyle zamanlardan geçerken hep şiire sığınırım, şiire aşka ve bağışlamaya. Şiir de, aşk da, bağışlama da hakikatle çalışır. 
Yalan hasta eder hakikat iyileştirir.

Ayşe Melek

Paylaş